Şu an Ramazan Bayramı tatilindeyiz.
Dünya genelinde meydana gelen bir salgın nedeniyle insanlık olarak zor bir
süreçten geçiyoruz. Hükümetler sıkıtı tedbirler alıyor ve bizde de bu zorlu
süreçte bayram ziyaretleri nedeniyle bu hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla
sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Bizde ailecek bu kısıtlama döneminde şehrin
betonerme yapısı içinde hapis kalmaktansa bağ evine gelmeyi tercih ettik.
Bayram haftası boyunca iş yerinden izinli olmam da benim için bir dinlenme
fırsatı doğurdu. Tabiki tatil diye çalışmamak gibi bir durum yok burada da
yapmam gereken işlerim var. İki gün önce odun kesiyordum ve yağmur nedeniyle
yarım bırakmak zorunda kalmıştım. Bugün havanın iyi olmasını fırsat bilerek bu
işe yine devam edeceğim.
Odun keserken kullandığım el
testeresinin ağız yapısı dikkatimi çekti ve tasarımının ve icadının kime ait
olduğunu merak ettim. Günlük işimi tamamladıktan sonra akşam araştırmaya karar
verdim ve kısa bir araştırma sonucu bulduğum bir makalede testerenin bundan 2500
yıl önce (milattan önce 500) Çinli bir zanaatkar olan Lu Ban tarafından icat
edildiğini öğrendim. Lu Ban usta yarı serbest bir zanaatkar köle ve çocukluğundan
beri bir şeyler icat etmeye ve mimarlığa hevesli ve kendini geliştirmek adına
zamanın büyük zanaatkarlarından bir şeyler öğrenme derdinde. Zaman içerisinde
adını duyuran Lu Ban usta dönemin hükümdarı tarafından bir saray inşaatına davet
ediliyor. İnşaatta büyük miktarda ahşap kullanılması gerekmektedir ve bu
ahşapların tedariki için çıraklarını dağa odun kesmeye gönderiyor. İnşaat
süreci devam edip teslim süreci yaklaşırken yeterli miktarda malzemenin gelmemesi
nedeniyle işin belirlenen sürede bitmesini sıkıntıya düşürmektedir. O dönemdeki
yapıların dönemin hükümdarının gücünü ve otoritesini simgelediğini düşünürsek
böyle bir yapının vaktinde tamamlanamaması dönemin hükümdarının hem halkının
gözünde hem de çevre ülkelerin gözünde küçük düşmesi ve otoritesinin sarsılması
anlamına gelecektir ve bu kaybın cezasını o işi verdikleri mimara keseceklerdir.
Lu Ban usta bu durum karşısında gerekli
ahşabın tedariki için dağa kendisi çıkmaya karar veriyor ve tesadüf eseri dağda
yerde gördüğü bir parça otu yoluyor. Otu yolmasıyla birlikte eli kesiliyor. Bu
durum onda merak uyandırıyor ve bu kadar küçük bir ot parçasının neden bu kadar
keskin olduğunu merak ediyor. Ottan bir parça yaprak koparan Lu Ban usta
yaprağı incelmeye başlıyor ve kenarlarının tırtıklı oluğunu fark ediyor. Bununla
da yetinmeyip bu otu yiyen çekirgelerin ağız ve diş yapılarını inceliyor ve kafasında
bir fikir oluşan Lu Ban usta derhal şantiyeye dönüp bir parça bambu üzerine
esinlendiği bu şekillerden dişler açıyor ve ilk bambu testereyi yapıyor. Bambu
testereler ilk başta iş görüyor ancak çabuk köreliyor ve kullanılmaz hale
geliyor. Bunun üzerine nasıl daha dayanıklı yaparım diye düşünürken demirden yapmaya
karar veriyor ve bugün kullandığımız testere ortaya çıkmış oluyor.
Lu ban ustadan 2500 yıl sonra 1926
yılında Anderson STİHL tarafından ilk motorlu testere icat ediliyor o dönemdeki
kerestecilerin, ahşap işiyle uğraşanların işini büyük ölçüde kolaylaştırıyor.
Bu ilk motorlu testere elektrikle çalışıyor ve tek dezavantajı taşınabilir
olmayışıydı. Bundan bir yıl sonra Emil LERP isimli bir kişi benzinle çalışan
bir motorlu testere tasarlayıp ünümüzde kullandığımız motorlu testereleri
ortaya çıkarmış oldu.
Lu Ban ustanın bundan 2500 yıl önce
elini kesen bir parça ottan Beis duymadan onu içinde buluğu zor durumdan
çıkaracak bir yol bulması onu ölümünden binlerce yıl sonra dahi hatırlamamıza
neden oldu. Bizim de başımıza gelen kötü durumun da bize o an içinde
bulunduğumuz durumdan çıkacak bir yol bir işaret gösterdiğini düşünebiliriz
aynı 2500 yıl önce Lu Ban ustaya olduğu gibi.
Benim de bir motorlu testerem var
ancak arızalı olduğu için kullanamıyorum. Onun yerine Lu Ban ustanın 2500 yıl
önce bize hediye ettiği el testeresini kullanarak yarım bıraktığım işi tamamlayacağım.
KAYNAKÇA:
https://www.diyadinnet.com/bilgi-1100-motorlu-testere-icati-motorlu-testere-icadihttp://turkish.cri.cn/794/2009/08/24/1s118328.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder